Deep Fission, 1,6 kilometre derinliğe indirilecek nükleer reaktörünü tanıttı

ABD merkezli Deep Fission adlı girişim, geliştirdiği reaktörleri yüzeyde değil, 1,6 kilometre derinliğe yerleştirerek güvenlik ve maliyet açısından devrim yaratmayı hedefliyor. 70 santimetre genişliğinde bir kuyuya indirilen reaktör, su ile doldurulan basınçlı bir ortamda çalışacak. Bu su, hem soğutma hem de güvenlik ve basınç dengeleme görevini üstleniyor.

Maliyet Yüzde 80 Düşüyor

Klasik nükleer santrallerde en yüksek maliyet kalemi olan güvenlik altyapısı artık yüzeyde inşa edilmediğinden, yüzey inşaat giderlerinin %80 oranında azalması bekleniyor. Deep Fission’a göre üretim maliyeti kWh başına 5–7 dolar cent seviyesine düşecek.

Karşılaştırmak gerekirse; ABD’de mevcut nükleer santrallerde bu rakam 21 cent, Türkiye’deki Akkuyu Nükleer Santrali’nde ise 12 cent civarında. Yeni sistem, rüzgâr ve güneş kadar ucuz enerji sunarken kesintisiz üretim avantajına sahip olacak.

Kompakt Yapı, Şehirlere Yakın Kurulum

Her bir modüler kuyu reaktörü 15 MW güç üretiyor ve 100 adede kadar birleştirilerek 1,5 GW seviyesine ulaşabiliyor. Bu sistemin yüzeyde kapladığı alan yalnızca 12 bin metrekare; bu da şehir yakınlarında, hatta endüstriyel bölgelerde bile kurulabileceği anlamına geliyor.
Kaba bir hesapla, tek bir reaktör Antalya’nın yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabiliyor.

6 Ayda Kurulum, 30 Milyon Dolar Yatırım

Reaktörler fabrikada üretilip mühürlendikten sonra sahaya taşınıyor; bu sayede radyoaktif maddeye dair güvenlik izinleri minimum seviyeye iniyor. Kurulum süresi, klasik nükleer santrallerin 10 yıllık inşaat süresine kıyasla sadece 6 ay.

Deep Fission, ilk aşamada 30 milyon dolar yatırım aldı. 12 reaktörden oluşacak ilk tesisin yeri bu yıl içinde belirlenecek, 2026’da lisans başvurusu, 2029’da ise 360 MW’lık santralin devreye alınması planlanıyor.

Yeraltında Doğal Güvenlik

Sistem, klasik basınçlı su reaktörleriyle aynı prensiple çalışıyor. Yerin altına gönderilen su, reaktörde buhara dönüşüyor; bu buhar yüzeyde türbinleri çalıştırıyor, ardından soğutulup yeniden reaktöre gönderiliyor. Bu sayede yüzeyde radyoaktif madde bulunmuyor ve sistem doğal olarak çok daha güvenli hale geliyor.

Reaktörlerin yerin derinliklerinde ve suyla izole biçimde bulunması, olası saldırı, sızıntı veya doğal afetlere karşı doğal koruma sağlıyor. Yakıt 2 yıl 3 ay boyunca kesintisiz enerji üretirken, süresi dolan yakıt yeraltında kalıcı olarak depolanıyor ve yenisi kuyudan indiriliyor.

Fikir, Atık Depolama Çalışmasından Doğdu

Deep Fission’ın kurucuları, geçmişte yer altında nükleer atık depolama üzerine çalışan mühendislerdi. Zamanla bu fikri tersine çevirerek, “Atığı neden enerjiye çevirmiyoruz?” sorusundan yola çıkarak yeni bir şirket kurdular.

Hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda devletimiz nükleer teknoloji geliştirme çağrısı yayınladı. Orada da modüler reaktör çağrısı yapıldı ve yabancı şirketler Türk ortakla ar-ge yapmak üzere davet edildi.

Yine geçen hafta ABD ile yapılan görüşmelerde sivil nükleer teknolojinin transferinin devlet izni çıktı izni çıktı. Kanımca böyle hazır ürünler kullanarak güvenli ve ucuz üretim yapabilecek bir teknolojiyi böyle bir çağrı için çok güzel bir aday umarım firmalarımız bunu değerlendir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir