Siyanür madenindeki gerçekleri açıkladı. Yeraltı uzmanı profesör Cevdet Bozkuş hiç bilinmeyenleri yazdı

Türkiye Erzincan İliç’te Altın madeninde meydana gelen faciayı konuşuyor. Siyanür ve sülfürik asit atık dağları resmen çöktü. Bölge için yıllardır uzmanlar tarafından uyarım yapılıyordu. Faciadan önce de tehlikenin sinyali gelmişti. Göz göre göre gelen faciada toprak altında kalan 9 işçi aranıyor.

Yeraltı uzmanı Kafkas Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cevdet Bozkuş konuyla ilgili gündem olacak bir yazı kaleme aldı.

“BİR TÜRLÜ TİLKİ VE ÇAKALLARDAN KURTULAMIYORUZ”

Erzincan İliç’te Anagold madencilik ve Çalık Holding’in yönettiği altına madeninde sömürge madenciliği olduğu iddia eden Cevdet Bozkuş, “Dünyada sömürge madenciliğinde ABD, Kanada ve İngiltere şirketleri başta gelir. Denetimsiz ve kontrolsüz, kar amaçlı tamamen işletenlerin insafına bırakılmış çağ dışı vahşi madencilik yapılmaktadır. “ dedi.

Devamında Bozkuş iktidardan önce maden sahalarının ruhsatlarını kovalayan kovalayan ve buradan önemli paralar kazanan tilkilerin bu sektörde cirit attıklarını belirterek bu dönemde ise yandaş çakalların bu sektöre hakim olduklarını vurguladı.

Bozkuş yazısında “Devletin işlettiği taş kömürü, linyit sahaları bile yandaşlara teslim edilmiştir. Soma ve Bartın da olduğu gibi yeterli emniyetin alınmadığı bu sahalarda yüzlerce can kaybı olmuştur. Evet bu ülkenin taşı, toprağı gerçekten çok kıymetli. Ama bir türlü tilki ve çakallardan kurtulamıyoruz. “ ifadelerini kullandı.

İliç’teki faciaya değinen Bozkuş “Arama ruhsatı öncesi hazırlanan” kılıf diyerek Köy muhtarları, bürokratlar ve yerel siyasiler Kanada ve Amerika devletlerine gezilere götürülmüş ve ikna edilmişler. Sabırlı köyü vatandaşlarına şikayetçi olmamaları için paralar verilerek sözleşme yapmışlar. Kanada şirketine Anagold madencilik şirketine ortak olarak %20 payla Çalık Holding yapılıyor. Ne tesadüf Çalık Holdingde bir ara damat Berat Albayrak genel müdürlük yapmış. Gelişmiş dünya ülkelerin siyanürle altın arama ve işletme yasaklanırken İliç de siyanürle altın arama ruhsatı veriliyor. ÇED raporunu düzenleyen şirket yetkilisi Ahmet Oğuz Öztürk daha sonra Anagold şirketine yönetim kurulu üyesi oluyor. “ dedi.

“BU BİR TOPRAK KAYMASI DEĞİLDİR”

Facianın yaşandığı altın madeninde sorumsuzlukların yaşandığını da vurgulayan Bozkuş “Siyanürle altın arama ve işletmesi çevreye ve insanlara etkisi nedeniyle gelişmiş dünyada kalmadı. Avrupa ülkelerinde hiç yok. Ama İliç ilçesinde var. KAF ve DAF gibi aktif fay hatlarına yakınlığı nedeniyle siyanür atığı olan bir altın işletmesi bilim ve akıl işi değildir. “Karasu ve üzerinde kurulmuş bir baraj yakınında böyle bir işletme akıl işi asla değildir. Karasu kirlenirse Fırat kirlenir. Fırat kirlenirse Fırat havzası kirlenir. Ama Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olumlu ÇED raporu vermiş. Bu asla akıl ve bilim işi değildir. Şimdi ise nerdeyse rapora sahip çıkmayacak. “2022 yılında siyanür kaçağı nedeniyle para cezası kesen ve arama ruhsatını askıya alan Çevre Bakanlığı yeni bir ÇED raporu ile tekrar izin veriyor. Olumlu ÇED raporlarını veren ilgili bakanlık çok büyük bir sorumsuzluk örneğine imza atıyor. “ şeklinde anlattı.

Yaşanan kaymaya toprak kayması denildiğini söyleyen Profesör Bozkuş bunum toprak kayması olmadığını açıkladı.

Bozkuş “İçerisinde altın olan kayacın kırılması, öğütülmesi sonra sülfürik asit ve siyanürle yıkanarak altını alınmasından sonra arta kalan kaya malzemesinde oluşan yapay tepedeki kayma hareketidir. Kayma hareketinin nedeni, malzeme tepesinde yükseklik ve şev açısı hesabı yapılmadan malzeme dökülmesidir. Bu da arama ve işletmenin ne kadar usulüne uygun yapılmadığını gösterir. Kayma hareketinde önce tepede oluşmuş çatlaklar kaymanın olacağının habercisi. Ancak dikkate alınmamış olması büyük bir ihmaldir” ifadelerini kullandı.

YAPILAN YANLIŞLAR

Bu facianın neden meydana geldiğini e maden alanında yapılan yanlışları aktan yeraltı uzmanı Bozkuş şunları dedi:

Madenler çok hızlı bir şekilde özelleştirilmiştir. Madencilik den anlamayan şirketlere maden sahalarının verilmesi çok yanlış olmuştur. Özel işletmelerde yeterli mühendis, teknik eleman ve işçi olmadan fazla kazanmak için fazla üretim yapılması anlayışı kazalarda etkin olmuştur.

Ocaklarda gerekli teknolojik değişiklikler yapılmamıştır. Sorumlu üç bakanlığın yeterli denetimleri olmamıştır. Ülkemizde madencilik politikalarını belirleyen, maden ruhsatlarını veren, madencilik mevzuatını hazırlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile çalışma yaşamı ve iş güvenliği politikaları ve mevzuatını düzenleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının denetim görevleri yeterli değildir. Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığı bu süreçte; yatırımların çevresel etkilerini denetlemek, çevreye zararını engellemek yerine; şirketlerin işine yarayan ÇED süreçlerini hızlandırmak anlayışına girmiştir.

Kar hırsı, denetimsizlik, kayırmacılık, yandaşlık ve sistemin yapısal sorunu devam ettikçe bu iş kazalarının ve ölümlerin sonu gelmeyecektir. Bu milletin ve gelecek nesillerin madenleri bu vahşi madencilik anlayışı ile birilerine peşkeş çekilmiş olacaktır.

SORUMLULAR KİMLER?

Bozkuş siyanür faciasının yaşanmasının 2 sorumlusu olabileceğini aktardı. Birinci sorumlu olarak izin veren ve güvenliği sağlamayan bakanlıklar olduğunu belirten Bozkurt” Özellikle ÇED raporunu veren bakanlık baş sorumludur. O yıllar bakan olan Murat Kurum keşke inkar yoluna gitmeden bu sorumluluğu kabul edip millet den özür dileyerek siyasetden çekilseydiniz. 2018 yılında imar barışı ile oturma izni verilen ve 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılan binaların sorumlusu da sizsiniz. Hiçbir şey yapmamış gibi İstanbul’u yönetmeye talipsiniz.” Dedi.

Bozkuş ikinci sorumlunun ise şirket yetkilileri olduğunu söyleyerek “Mühendislik hesapların yoksun oluşturulan kaya malzemesi tepesindeki kayma hareketi. Oluşan çatlakları bile dikkate almamış olmaları büyük bir sorumsuzluk ve kaybolan 9 can. “ şeklinde anlattı.

“ÜLKENİN ALTININI PEŞKEŞ ÇEKMEK”

Ayrıca yazısında Bozkuş “%80 sahibi olan bir Kanada ve Amerikan şirketi olan Anagold ve onun %20 yerli ortağı olan Çalık holding İliç altın madeni işletiyor ve cüzi bir oranda hazineye ödüyor. Bunun adı bu ülkenin altınını peşkeş çekmektir.“ açıklamasını yaptı.

Sonuç olarak Profesör Cevdet Bozkuş şunları söyledi:

Sonuç olarak peşkeş çekilen altın yanında, Sabırlı köylülerinin hayalleri yıkılmış. Şu an köylüler mutsuz. Eski günlerin arıyorlar. Doğaları tahrip edilmiş. Yeraltı ve yerüstü suları kirletilmiş. Tarım ve hayvancılık bitmiş.

Ortada sorumlu yok. Bir istifa olmaz mı. Hiçbir şey olmamış gibi milletin karşısına çıkabiliyorlar. Hala bu millet den görev istiyorlar. Böyle bir siyasi anlayışın adını siz koyun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir