Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Londra’nın güneyindeki Morden semtinde eşi ve 2 çocuğuyla birlikte yaşayan 32 yaşındaki Stacie Hart kısa bir zaman önce oğlu Jaxon’ı kucağına aldı. Sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen Jaxon’ın henüz 16 aylıkken başına gelenler ise oldukça tuhaftı. Annesinin tesadüf eseri Jaxon’ın idrarında gördüğü şey onun hayatını kurtardı. Stacie Hart tüm ebeveynleri daha dikkatli olmaları konusunda uyarırken, oğlunun sağlığına kavuşmuş olmasının mutluluğunu yaşıyor. Peki genç anne, minik oğlunun idrarında ne gördü ve tesadüfen bulunan gerçek neydi?
İDRARININ RENGİNDE TUHAFLIK FARK ETTİ
Şimdilerde 19 aylık olan Jaxon 16 aylıkken bazı semptomlar göstermeye başladı. Göğsünde geçmeyen bir hırıltı, güçlü bir öksürük dahası solunum problemleri yaşıyordu. İlginç olan, Jaxon herhangi bir gribe yakalanmamış ya da soğuk almamıştı. Bir anda ve hızlıca beliren bu durum başlarda ebeveynlerini çok endişelendirmedi. Ancak kısa bir süre sonra Stacie Hart’ın oğlunun bezini değiştirirken gördüğü manzara karşısında şoke oldu. Minik Jaxon’nın idrarı tıpkı kolaya benziyordu. Çok sarı ya da yeşil değildi, resmen kahverengiydi.
Stacie, 10 yıldır dadılık yapıyordu ve daha önce baktığı hiçbir bebeğin bezinde bu renk bir idrar görmemişti. Jaxon’ın nefes alması da sorunluydu, öksürüğü bir türlü geçmek bilmiyordu. Tüm bunlar gerçek bir sorunun habercisi olabilir miydi?
Jaxon’ın ebeveynleri minik oğullarını kaptığı gibi doktora götürdü. Doktorlar bu durumun normal olmadığını ve hemen incelenmesi gerektiğini söyledi. Yapılan tetkikler sonucunda minik Jaxon’ın böbreğinde 5 cm’lik bir tümör görüldü.
TÜMÖR, BÖBREĞİNDEN DAHA BÜYÜKTÜ
Hart çifti oğullarının tümörü için şu cümleleri kullandı: “Tümör, böbreğinden çok daha büyüktü, yaklaşık 5 santimetre büyüklüğündeydi. O an bunu öğrendiğinizde aklınıza hep en kötü senaryo geliyor.”
Henüz çok geç olmayan bir vakitte fark edilen bu tümör için acil müdahaleye başlandı. Doktorlar ilk etapta kanserin akciğerlerine yayıldığını düşündü ancak daha sonraki taramalar durumun böyle olmadığını doğruladı. Minik Jaxon’a önce 5 kür kemoterapi verildi, ardından ameliyat edildi. Doktorlar minik bebeğin vücudundaki tümörü temizledi ve zarar görmüş olan böbreğini aldı. Jaxon, annesinin dikkati ve doktorların müdahalesiyle sağlığına kısa sürede kavuştu.
Jaxon’a Birleşik Krallık’ta yılda yaklaşık 80 çocuğu etkileyen bir tür böbrek kanseri olan Wilms tümörü teşhisi konuldu. Uzmanlar, çocuklarda böbrek kanserinin oldukça nadir görüldüğünü ancak Wilms tümörünün en sık görülen tip olduğunu ifade ediyor. Genellikle ağrısız bir karın şişliği, Wilms tümöründe en sık görülen semptom. Diğer belirtiler arasında ise idrarda kan, nefes darlığı ve öksürük bulunuyor.
‘KIZ ÇOCUKLARINDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR’
Peki çocukluk çağında böbrek tümörü yaygın bir durum mu? Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Elli çocukluk çağı böbrek tümörlerinin tüm çocukluk çağı malign tümörlerinin yaklaşık yüzde 6-8’ini oluşturduğunu iletti. Çocukluk çağında farklı türde tümörler görülebileceğini, bunların yüzde 90’dan fazlasının Wilms tümörü olduğu bilgisini veren Elli, “Ülkemizde de çocukluk çağı malign tümörleri içinde Wilms tümörü oranı yüzde 6,5 olarak bildirilir. Bu nedenle çocukluk çağı böbrek tümörleri genellikle Wilms tümörü ile birlikte anılır” dedi. Wilms tümörünün genellikle 3 yaş öncesinde veya civarında bulunduğunu, 6 yaşından sonra nadiren rastlandığını ileten Elli, bu tümörün kız çocuklarında biraz daha sık görüldüğünün altını çizdi.
Yaşanılan bu olay, ebeveynlerin bebeklerini gözlemlemelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Peki, anne ve babalar çocuklarında bir sorun olduğunu nasıl anlayabilirler, hangi belirtiler böbrek kanserinin habercisidir? Prof. Dr. Murat Elli bu tümör türünün belirtilerinin çok değişken olduğunun bilgisini vererek, “Bazen rutin doktor muayenesinde, ebeveyn tarafından banyo yaptırırken fark edilebilir veya giydirme sırasında karnın yan tarafında ele şişlik gelebilir. Karında şişlik ve karın ağrısı en sık görülen yakınmalardır” dedi. “Yüksek tansiyon saptanan çocuklarda, idrarda kanamaya bağlı koyu renk görüldüğünde Wilms tümörü düşünülmeli” diyen Elli, “Tümörün içine kanama nedeniyle oluşan anemiye bağlı soluk benizli olmak diğer yakınmalardandır. Akciğere yayılan tümör nedeniyle uzamış öksürükle tanı koyduğumuz olguları da bu vakalarda gözlemliyoruz” bilgisini paylaştı.
‘TEDAVİ BAŞARISI YÜKSEK BİR TÜMÖR’
Bir sorunun tespit edilmesi halinde nasıl bir tedavi yöntemi izlendiği ise bu konuya dair en çok merak edilenler arasında. Elli’nin aktardığı bilgilere göre, Wilms tümörü modern çocuk onkolojide multidisipiner yaklaşımla en yüksek tedavi başarısına ulaşılan tümör türü. Birçok kanserde olduğu gibi I ve II. evredeki tümörler daha kolay tedavi edilir. Tümör ne kadar erken tespit edilirse, çıkarılması ve tedavi şansı o kadar artar. Ancak bu türde metastatik hastalarda bile iyi sonuçlar alınabiliyor. Cerrahi, kemoterapi ve radyoterapinin önemli tedavi araçlarından olduğunu ileten Elli, “Cerrahide hastalıklı böbreğin tam olarak çıkarılması, cerrahi sırasında tümör veya böbreğin yırtılmaması önemli. Bu noktada elbette cerrahın tecrübesi önemli” notunu düştü.
“Kemoterapiyle küçülen tümörün vücudun diğer kısımlarına ulaşılması ihtimalinin önüne geçildiği bu tedavi yönteminde eğer hasta III. ve IV. evrede ise hem kemoterapinin süresi artırılır hem de ilaç takviyesi artırılır. Tümörün patoloji incelemesinde hastalığın riski hakkında bilgi elde ediliyor. Buna göre ve evre artmış ise radyoterapi diğer önemli tedavi silahıdır. Ayrıca kemoterapiyle kaybolmamış akciğer yayılımında cerrahi ve radyoterapi uygulanıyor.” – Prof. Dr. Murat Elli
Prof. Dr. Murat Elli, son olarak erken yaşta bu hastalığa yakalanmış ve tedavi edilmiş bebeklerin, ileriki yaşamında tek böbrekli olmasının genellikle bir sorun oluşturmadığını ancak sigara ve obeziteden uzak durulmasının, düzenli kontrollerin yapılmasının ve tansiyon takibinin önemli olduğunun vurgusunu yaptı.