Çin, evrenin en büyük gizemlerinden bazılarını daha iyi anlamak amacıyla uzaya bir “ıstakoz gözü” sondası fırlatmaya hazırlanıyor.
Çin Bilimler Akademisi (CAS), patlayan yıldızlardan veya devasa kara deliklerden gelmiş olabilecek güçlü X-ışını ışık patlamalarını avlamak üzere Einstein Sondası’nı bu ay fırlatmak için çalışmaları sürdürüyor.
Independent Türkçe’nin aktardığına göre sonda bu ay Çin’in Siçuan kentindeki Xichang Uydu Fırlatma Merkezi’nden bir Chang Zheng (Uzun Yürüyüş) roketiyle fırlatılacak. CAS bu görevi Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Almanya’daki Max Planck Dünya Dışı Fizik Enstitüsü’yle (MPE) iş birliği içinde yürütüyor.
ESA’nın Einstein Sondası Projesi’ndan bilim insanı Erik Kuulkers, “Evren en enerjik süreçleri araştırabileceğimiz tek laboratuvar” dedi. Einstein Sondası gibi görevler, bu süreçlere ilişkin anlayışımızı geliştirmek ve yüksek enerji fiziğinin temel yönleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için çok önemli.
ESA misyona yaptığı katkının, uzay ajansına sondanın gözlemlerinde elde edilen verilerin yüzde 10’una erişim imkanı sağlayacağını söyledi.
Sondadaki araçlardan biri olan Geniş Alan X-ışını Teleskobu, bir ıstakozun gözlerini taklit eden bir tasarıma sahip ve tek seferde 3600 derece karelik bir alanı gözlemleyebiliyor. Bu, sondanın Dünya’nın etrafında sadece üç turda neredeyse tüm gece gökyüzünden X-ışını sinyalleri alabileceği anlamına geliyor.
X-ışını ışığı, nötron yıldızı çarpışmaları, yüksek enerjili parçacıklar ve kara deliklere düşen madde de dahil evrenin nasıl davrandığı hakkında temel bilgiler taşır.
Dünya merkezli alıcılar sinyalleri tespit edebilir ancak kaynağı karadaki bir gözlem noktasından bulmak nadiren mümkündür. Sondanın odaklanacağı gizemli gök cisimleri hem kozmik olayları hem de kütleçekim dalgaları gibi olguları daha iyi anlamamızı sağlayacak.
ESA, “Eğer nötron yıldızları söz konusuysa, böyle bir ‘kozmik çarpışmaya’ ışık spektrumunda ve özellikle X-ışınlarında muazzam bir enerji patlaması eşlik eder” dedi.
Einstein Sondası, bilim insanlarının bu kısa ömürlü olayları hızlıca incelemelerini sağlayarak, Dünya’da gözlemlenen yerçekimsel dalga darbelerinin çoğunun kökenini belirlememize katkı sunacak.